Hilton Türkiye’de Hız Kesmiyor

0
3468

Uluslararası Oteller zinciri Hilton Worldwide, konaklama sektörünü lüks, full hizmet oteller ve resortlardan apart suitlere ve orta fiyat segmentindeki otellere kadar genişleten, dünyanın lider turizm ve konaklama şirketlerinden bir tanesi. 94 yıl boyunca, Hilton Worldwide, iş adamlarına ve turistlere konaklama, hizmet, imkanlar ve değer anlamında hep en iyiyi kendine amaç edinmiş. Hilton Worldwide, Türkiye’deki yatırımlarına emin adımlarla devam ediyor. Bu yıl açılması planlanan tesislerden iki adedi; Hilton markasını taşıyacak: Hilton İstanbul Kozyatağı Conference Center & Spa ile Hilton Antakya. Hilton Worldwide İş Geliştirme Direktörü Tuğrul Temel Hilton’un Türkiye’deki ve gelecekteki yatırımları hakkında oteldegerleme. com’a önemli açıklamalarda bulundu.

Hilton Oteller Zinciri hakkında bilgi verir misiniz?

Hilton Dünyada ki en büyük otel işletme firmalarından bir tanesi. Amerika’da kurulmuş olan firma 94 yıldır otelcilik sektöründe faaliyet gösteriyor.

Toplam kaç ülkede kaç otel ile faaliyet gösteriyorsunuz?

Şuan 91 ülkede, 4100’den fazla otelimiz bulunuyor. Toplam 678,000 odamız mevcut. Sadece 2013 yılında Hilton Worldwide olarak 207 yeni otel açtık ve portföyümüze 33.765 yeni oda ekledik. Dünyada 300,00’den fazla çalışanımız var.

Türkiye’de kaç ilde, toplam kaç oteliniz bulunuyor?

Türkiye’de 23  tane açık otelimiz bulunuyor. İstanbul başta olmak üzere tüm Türkiye’de iş yapıyoruz ve toplam, 15 ilde faaliyet gösteriyoruz.

Türkiye’de hangi markalarınızla yer alıyorsunuz? Hilton Worlwide’ın Türkiye’ye getirmeyi planladığı farklı konsept ve markalar var mı?

Türkiye’de beş farklı marka altında otellerimiz bulunuyor.’’ Conrad,’’ ‘’ Hilton ‘’ ve  ‘’DoubleTree by ‘’ Hiltonfull-service dediğimiz markalarımız arasında yer alıyor. Türkiye standartlarına göre 5 yıldız lüks otel  markalarımız. Orta sınıf dediğimiz oteller arasında ’’ Hilton Garden Inn’’ , ekonomik  oteller sınıfında da ‘’ Hampton by Hilton’’ markalarımız bulunuyor. Hilton Worldwide bünyesinde toplam  10 markamız bulunuyor  ve pazar şartları müsait olduğunda şirket  Türkiye de dahil dünyanın geneline diğer markalarını da açmayı planlıyor. Hilton çevreyi korumaya ve enerji tasarrufuna çok önem veren bir şirket, 2012 yılında açılan Hilton Garden Inn, İstanbul Goldenhorn otelimiz, ülkenin Gold Leed sertifikasına sahip ilk binası ve tek  oteli oldu. Markalarımızdan ikisini Türkiye’de ilk defa bir arada çalışacak biçimde  2011 yılında Bursa’da işletmeye aldık; Hilton Bursa Convention Center & Spa otelimiz, Hampton by Hilton Bursa otelimizle beraber, büyüyen Bursa turizmine ve ekonomisine katkı sağlıyor. Bu yılın Ocak ayında da İstanbul’un en büyük oteli 829 odalı ‘’ Hilton İstanbul Bomonti Hotel and  Conference Center’’ açıldı.

Otellerinizi kendiniz mi işletiyorsunuz yoksa Franchise şeklinde mi açıyorsunuz?

Bizim Hem dünya da hem Türkiye’de iki türlü çalışma sistemimiz bulunuyor. Birincisi otel işletme, bizim işe başlama noktamız. Diğeri ise Franchice sistemi ile verilen isim hakkı. Biz Hilton olarak bir yatırım şirketi değil, otel işletme şirketiyiz. Dolayısıyla, başkalarının otellerini onların adına işletiyoruz ya da başkalarına ait otellerin işletilebilmesi için markalarımızın ve sistemimizin kullanılması için franchise sistemi ile isim hakkı veriyoruz.

Hilton Worldwide dünyanın en büyük otel zincirlerinden birisi. Grubun Türkiye yatırımları toplam yatırımlarının yüzde kaçını oluşturuyor? Gelecek dönem Türkiye yatırım çıtası daha ne kadar yükselecek? Hilton Grubu önümüzdeki 10 yıl içerisinde Türkiye’de kaç otel yatırımı yapmayı hedefliyor?

Türkiye pazarındaki büyümenin aynı hızla devam edeceğine inanıyoruz. 2007 yılına kadar dünyada Hilton markaları ile faaliyet gösteren iki şirket vardı. Bir tanesi sadece Amerika da faaliyet gösteren Hilton Otelcilik, diğeri ise Hilton Uluslararası olarak adlandırılan ve Amerika kıtaları dışında dünyanın geri kalan kısmında çalışan şirketimizdi., 2007 yılında bu iki şirket birleşti ve BlackStone adlı bir fon yönetim şirketi tarafından satın alındı. O satıştan sonra Hilton ve Conrad dışında, sadece Amerika’da bulunan markalar, dünyanın geri kalanına da açıldı. Açılırken de bu markaların çoğalacağı ve büyüyeceği stratejik pazarlar seçildi. Avrupa’da seçilen stratejik pazarların en önemlilerinden bir tanesi de Türkiye idi. Rusya ve İngiltere’yle beraber, o zamandan bu zamana en hızlı büyüdüğümüz pazarlardan biri de Türkiye oldu. O günlerde Türkiye’de yaklaşık 10 otelimiz vardı, bu gün ise Türkiye’de açılmış ve yatırımı devam eden toplam 51 otelimiz mevcut.

Hilton Grubu 10 yıl içerisinde Türkiye’de kaç otel yatırımı yapmayı hedefliyor?

10 yıllık bir stratejik bir planımız yok, büyüme planlarımızı her yıl revize ediyoruz Ama Türkiye’de ki gelişme potansiyeline inanıyoruz. 2007 yılından bu güne kadar Türkiye’deki otel sayımızı 5 ‘e katladık. Türkiye’deki önde gelen pazarlarda Hilton İstanbul Bomonti Hotel gibi büyük kongre otellerinden, daha küçük ölçekli orta sınıf otellere kadar çeşitli markalarımız için daha çok büyüme potansiyeli olduğunu düşünüyoruz.

Özellikle bulunmak istediğiniz bölgeler nerelerdir?

Biz Türkiye pazarını üç bölüme ayırıyoruz. Bunlardan birisi İstanbul. İstanbul başlı başına bir ülke gibi, şehrin çeşitli yerlerinde hala tüm otellerimiz ve tüm markalarımız için yer var. İstanbul  hem iş hem tatil için gelen birçok misafiri ağırlıyor.  Bunun dışında Türkiye’de gelişmekte olan, 1 milyon ve üzerinde nüfusu olan 25 tane il var. Ve bu illerin birçoğunda grup olarak varız. Olmadıklarımızda da olmak için çalışıyoruz. Bir diğer bölüm ise, tatil otelciliğine hitap eden, Türkiye’nin batı ve güney kıyıları yani İzmir’den başlayarak Alanya’ya kadar tüm bu bölge. Biz bu bölgede şu an üç otelle bulunuyoruz. Bodrum’da ve Dalamanda birer Hilton’umuz ve Kuşadası’nda bir DoubleTree’miz var.  Bu üç dalda da  büyümeyi hedefliyoruz. Hem  Türkiye’nin gelişen diğer şehirlerinde hem de tatil  turizmine hitap eden bölgelerinde faaliyet göstermeye devam edeceğiz.

İstanbul’un Avrupa’da dört ayrı Hilton Worldwide markasını bünyesinde barındıran tek şehir olduğunu biliyoruz. İstanbul’un bir tür turizm destinasyonu olarak nasıl değerlendiriyorsunuz? İstanbul, uluslar arası zincir gruplar için nasıl bir pazar?

Son yıllarda her sektörde artarak devam eden uluslararası yatırımlar, gelişen Türkiye ekonomisi İstanbul’u önemi de artı. Heyecan verici bir şehir olan İstanbul hem iş hayatı, hem de turizm açısından önemli bir cazibe merkezi. İstanbul’u önemli bir pazar olarak görüyoruz. Bu şehirde  13 milyondan fazla kişi yaşıyor  ve her yıl 10 milyondan fazla kişi gerek iş, gerekse  turistik amaçlarla şehri ziyaret ediyor. Uluslararası ziyaretçi sayısı olarak, Antalya’dan sonra Türkiye’nin ikinci en çok ziyaret edilen şehri İstanbul. Dünyada  da en çok ziyaret edilen ilk 10 içerisinde ve ziyaretçi sayısını arttırmaya da devam ediyor. İstatistikler bu büyüme hızıyla devam ederse, yedi-sekiz yıl içerisinde yıllık turist sayısının 20 milyona ulaşabileceğini gösteriyor. Karşılaştırma yapmak gerekirse, İstanbul’dan çok küçük bir şehir olmasına rağmen Berlin’in şu an 20 milyondan fazla ziyaretçisi var. Dolayısıyla İstanbul’un böyle bir seviyeye ulaşması , otelcilik ve turizm açısından çok önemli. Bizim beklentimiz 20 milyon çıtası aşıldığında ziyaretçi sayısının stabilize olması ve uluslararası pazarlara paralel büyümesi yönünde. Gelişen pazara inancımızın en büyük örneği, bu yıl  açılan İstanbul’un en büyük oteli Hilton Bomonti Hotel & Conference Center. İstanbul’un Anadolu yakasında da Hilton Kozyatağı Hotel & Conference Center’ı da yakın bir zamanda açacağız.

Büyük Zincir Otel Grupları için Türkiye iyi bir Pazar gibi gözüküyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Şu anda İstanbul’da dünyanın önde gelen tüm zincirlerinin in otelleri bulunuyor.  Bu da tüm bu markaların pazara  ne kadar çok inandıklarının bir göstergesi.  Hilton Worldwide olarak Türkiye pazarına inandığımızı, 1955 yılında Hilton İstanbul Bosphorus’u açtığımızda kanıtladık. Türkiye ekonomisine 1955 yılından bu yana inandık, işletme halinde olan 23 otelimiz de bunun bir diğer göstergesidir.

Bir yatırımcı Hilton markasını taşıyabilmesi için hangi azami şartları taşımalıdır?

Biz her teklifi teker teker değerlendiriyoruz. Belirlenmiş bir standardımız veya talebimiz yok, çünkü portföyümüzdeki markalar geniş bir yelpazeye yayılmış durumda ve  yatırımcılara çok çeşitli imkanlar sunuyor.

Bir otel yatırımcısı için ne kadardık bir sürede yatırımının kendisine geri dönmesini ön görüyorsunuz?

Biz yatırımcılarla uzun vadeli çalışmaktan yanayız. Hilton Worldwide sunduğu birçok hizmetle alınan rezervasyon sayısını artırıyor, marka değerimizle otelin bilinilirliğini yükseltiyoruz. ‘’Hilton HHonors ‘’ödül programı bünyesinde  dünya çapında 40 milyon üyeye sahibiz ve bun sayede hem otellerimizin başarısına olumlu katkı sağlıyor, hem de misafirlerimizi daha yakından tanıyoruz.

Prestij için yapılan otel yatırımlarına nasıl bakıyorsunuz?

Bizim  her otel aynı, yatırımına yaklaşımımız aynı, yatırımcının otel yatırımını prestij için yapmış olması bizim açımızdan belirleyici bir seçim kriteri değil. Karlı çalışacağına inanmadığımız  hiçbir projeye olumlu yaklaşmıyoruz. Bizim amacımız otelin başarılı olması. Zincirimize kattığımızda,  otelin ait olduğu markaya değer katması, markanın özelliklerini yansıtması ve tüm dünyada bu zincirin bir halksı olarak tanınması; önemsediğimiz bu. Dolayısıyla başarısız olacağını düşündüğümüz hiçbir projeye evet demiyoruz. 

Türkiye’ye yeni bir markanızı getirdiğinizde bir problem ile karşılaşıyor musunuz?

Biz o süreci aştık diye düşünüyoruz, çünkü  dünyanın tamamında markalarımızın hepsi Türkiye pazarında  da kendilerini kanıtladılar, tanınıyor ve biliniyorlar. İstanbul‘da ve diğer şehirlerde varlar, başarılı olduklarını da yatırımcılara ve misafirlere  kanıtlamış durumdalar. Fakat ilk  lanse edildikleri zamanlarda diğer markaların Türkiye’de mevcut olan Hilton ve Conrad’dan ne gibi farklılıklarının olduğunu anlatmak konusunda zorluk yaşadık. Herkesin bildiği Hilton İstanbul Bosphorus, otelden beklenilen her şeyi yüzde yüz karşılayan, tamamen servis ve müşteri memnuniyetine odaklı, tüm hizmetleri içinde barındıran bir otel. İstanbul’da 1955 yılında açılmış ve Türkiye’nin  ilk uluslararası markalı oteli aynı zamanda Hilton’un da ABD dışındaki en uzun soluklu oteli. Dolayısıyla bu otelin kendine özel bir imajı var ve diğer markalar kendi imajlarını oluşturmak ve farklılıklarını için çok çaba sarf etmek  zorundalar. Ama açılmaya başladıklarında ve performansları ortaya çıktığında diğer  markalarımızın da pazarda kabul gören birer değerleri olduğu anlaşıldı.

Otel yatırımcısı  zincir otel  gruplarıyla nasıl bağlantıya geçmeli ve yatırıma karar vermeden önce nasıl bir yol izlemeli?

Biz grup olarak bu konularda çok açığız. Hilton’un ismini internette arattığınızda, iş geliştirme sayfamıza ulaşabilirsiniz. İletişim bilgilerimizin hepsi orada mevcut ve yatırımcı en kolay bu şekilde bize ulaşabilir. http://www.hiltonworldwide.com/development/regions/europe/turkey/

Otel Yatırımı yapmak isteyen yatırımcılara ne gibi tavsiyelerde bulanabilirsiniz?

Otel yatırımı yapmak isteyen yatırımcılar, her şeyden önce, eğer arazileri varsa, o arazide otel yatırımının doğru yatırım biçimi olup olmadığına karar vermeli. Bu sorunun cevabı için bize gelen yatırımcılara, henüz ilk toplantıda, profesyonel danışmanlık şirketlerinden destek almalarını tavsiye ediyoruz. Yani herhangi bir mimari çalışma yaptırmadan önce  ilk yapacakları şey, ‘Kendilerine ait arazide otel yapmak mümkün mü,  bu konuda ne gibi yasal  sınırlamalar, ne gibi fiziki şartlar var ve bu şartlar ne gibi bir otelin yapılmasına olanak sağlıyor, pazarın mevcut durumu nedir, o pazarda arz-talep dengesi nedir?’ gibi soruların yanıtlarını bulmak. İkinci soru ‘Ne kadara mal olacak?’, üçüncüsü ise ‘Ne kadardık bir zamanda yatırım geri dönecek?’. Bunlara karar vermeleri gerekiyor.  Tüm bu soruları cevaplamak için, otel pazar araştırması dediğimiz, otele özel bir  araştırma ve fizibilite analizi yaptırmalarını öneriyoruz.

Otel yatırımcısı olmak isteyen yatırımcılara fizibilite raporunu şart koşuyor musunuz?

Önceliklerimizden birisi Pazar araştırması ve fizibilite raporu. Projelerin hem yatırımcı hem de Hilton Worldwide tarafında tam istenildiği gibi işlemesi adına uyulması gereken  standartlarımız var. Yatırımcı ve iş ortaklarımızla proje geliştirilmesinin tüm aşamalarında yakın çalışıyoruz ve projenin mükemmel  olarak tamamlanması için teknik ve marka ekiplerimiz ile otel yapımına destek  veriyoruz. 

Fizibilite raporu hazırlanması aşamasında en çok nelere dikkat ediyorsunuz?

Raporda birçok şeye dikkat ediyoruz. Özetlemek gerekirse, mevcut pazarın doğru analiz edilmesine ve mevcut arz talep dengesinin tespitine çok önem veriyoruz. Gelecekte bu dengenin nasıl değişeceğiyle ilgili yorumlara dikkat ediyoruz. Yani ne gibi yeni projeler geliyor, pazar büyüyor mu, küçülüyor mu ve hangi nedenlerle pazar büyüyor ya da küçülüyor? Otel müşterisi nereden geliyor, gelecekte nereden gelecek ve neden  bu pazarda otel açığı var? Ayrıca danışman tarafından  doğru bir türü seçilmiş mi, doğru bir büyüklük önerilmiş mi, bunlara  da dikkat ediyoruz.

Yatırım aşamasında inşaat kısmına destek veriyor musunuz?

Tüm Avrupa ve Afrika’dan sorumlu 50 kişilik bir teknik kadromuz bulunuyor. Bu kişilerin tek görevi bizim imzaladığımız projelerin açılışa kadar, bütün teknik hizmetlerle desteklenmesi.Buna ‘proje geliştirme hizmetleri’’ diyoruz ve mal sahibinin yaptığı tüm çalışmaları denetliyor, yorumluyor hem de takip ediyoruz. Planlama aşamasından açılışına kadar mal sahibiyle paylaştığımız ve takip ettiğimiz bir sistem var  ve projelerini denetleyip yapım ve işletme  standartlarımıza uygun hale getirilmesini bu sistem dahilinde yönetiyoruz.

Otel yatırımcısı fizibilite çalışması dışında hangi konularda Danışmanlık almalı?

Bizim yatırımcılara sağladığımız bir danışmanlık listesi bulunuyor. Orada önerdiğimiz ve zorunlu koştuğumuz danışmanları sunuyoruz. Bunların çoğu teknik danışmanlar oluyor. Örneğin, yangın ve can güvenliği, IT, mutfak ve çamaşırhane gibi danışmanlıkların kullanılmasını tavsiye ediyoruz.

Gelecek dönem Türkiye’de yatırım çıtası ne kadar çıkacak?

Uluslararası bir şirket olarak Türkiye pazarına ve yatırım olanaklarına inanıyoruz. Otelcilik sektöründe gelişmelerin devam ettiğini görüyoruz, pazar büyümeye devam ediyor. Gelişen teknoloji ile birlikte ulaşım imkanları ve uluslararası seyahat sıklığı artıyor; aynı zamanda ülke içinde de seyahat  ve konaklama  harcamaları artıyor. Havayolları gelişiyor ve çeşitleniyor, yeni havaalanları açılıyor. Ulaşım ve konaklama birbirine bağlı büyüyen sektörler ve birbirlerinin gelişiminden  etkileniyorlar. Bugünkü beklentimiz gelişmenin aynı hızla devam edeceği yönünde. Bu da Hilton Worldwide olarak bizim de aynı hızda büyümeye devam edeceğimiz anlamına geliyor.Türkiye’de yaklaşık olarak senede 10 yeni otel anlaşmasına  imza atıyor; bir o kadar da yeni otel  açıyoruz. Pazarda yer oldukça da bu hızımızı  yavaşlatmayı düşünmüyoruz. Türkiye bizim için potansiyeli yüksek ve çok önemli bir pazar.

  • Tuğrul Bey’e bize zaman ayırıp sorularımızı yanıtladığı için çok teşekkür ediyoruz.
0 0 votes
Article Rating
Subscribe
Bildir
guest

0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments